bel fıtığı

Bel Fıtığı Tedavisi

  Vücudun doğal iyileşme süreçleri, fıtıklı diskin etrafındaki ödemi ve yırtık alanını zamanla çözebilir. Bazı hastalar büyük, belirgin bir fıtığa sahip olmalarına rağmen hiçbir belirgin ağrı hissetmeyebilirler. Örneğin, MR görüntülerinde büyük bir fıtık olduğu halde, ağrı hissetmeyen kişilere rastlanmıştır. Buna karşın, küçük bir fıtık bile sinire baskı yaparak şiddetli ağrılara yol açabilir. Hatta, büyük bir fıtık üzerinde küçük bir diğer fıtık parçası, ağrının kaynağı olabilir. Bu durumda, yanlış teşhis ve tedavi hastanın iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu durumu göz önünde bulundurduğumuzda, muayene ve görüntüleme (MR) sonuçları birbirini desteklemelidir. MR'daki her fıtık görünümü, hemen panik yapmayı gerektirmez. Bunun yerine, doğru bir teşhis koymak için doktorun dikkatli bir şekilde muayene yapması şarttır. Birçok bel fıtığı, sinir sıkışması belirtisi göstermediği sürece cerrahi müdahale gerektirmez. Tedavi Yaklaşımları:
  1. Ağrı Kesici İlaçlar: Çoğu fıtık vakasında, ağrı kesici ilaçlar ile ağrılar kontrol altına alınabilir. Sinir sıkışması olmadığı sürece, bu yaklaşım genellikle yeterli olur ve vücut zamanla fıtığı "rezorbe" eder, yani diskten çıkan parça vücut tarafından emilir ve temizlenir.
  2. Cerrahi Müdahale: Ancak, sinir sıkışması mevcutsa, ve bu durum ilerleyici sinir hasarına yol açıyorsa, cerrahi müdahale gereklidir. Bu durumda da gecikilmemelidir. Fıtık parçasının sinire baskı yapmaya devam etmesi, ciddi ve geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Bu nedenle, cerrahiden önce her zaman dikkatli bir değerlendirme yapılmalıdır. Sinir ezilmesi varsa, cerrahi müdahale yapmak kaçınılmazdır.
  3. Yöntem Seçimi: Tedavi süreci, hastanın şikayetlerine ve MR bulgularına göre kişiselleştirilir. Örneğin, bacak ağrısı şikayeti olan bir hastada enjeksiyon tedavisi kullanılabilir. Bu, minör cerrahi bir yaklaşım olup, sinir köklerinin ağrısını geçirebilir. Ancak, bel ağrısı olan hastalarda, fiziksel terapi, radyo frekans, ozon tedavisi veya lazer gibi yöntemler denenebilir.
  Ameliyatın Zamanlaması: Ameliyat, en son çare olarak düşünülmesi yanlıştır. Doğru cümle en doğru anda cerrahi yapılmalıdır. Bu yaklaşım, eskiden ameliyatın "son çare" olarak görüldüğü zamanki yaklaşımdan farklıdır. Günümüzdeki gelişmiş teknoloji ve görüntüleme yöntemleri, doktorların daha doğru zamanlamalarla müdahale etmelerini sağlar. Bel fıtığına bağlı sinir hasarı riski bulunduğunda cerrahiye gidilmelidir. Çünkü hasar oluştuktan sonra kaliteli yaşam şansı azalmaktadır. Sonuçta Doktorunuz sizi zarar görmeden iyileştirdiyse başarılı olmuştur ve sonraki hayatınızı da yasaklar olmadan size bir yaşam verdiyse mükemmeldir. Tedavi Seçeneklerinin Değerlendirilmesi: Her hasta için tedavi seçeneği farklıdır. Şikayetler, muayene sonuçları ve MR bulguları göz önünde bulundurularak en uygun tedavi yöntemine karar verilmelidir. Ayrıca, tedavi sürecinde hastanın yaşadığı ağrının türüne ve şiddetine bağlı olarak farklı yaklaşımlar tercih edilir. Özetle, bel fıtığı tedavisinde en önemli nokta, doğru teşhis ve kişiselleştirilmiş tedavi planıdır. Ancak, sinir hasarı riski bulunan durumlarda, cerrahi müdahale gerekebilir ve bu süreç, hastanın sağlığı ve mutluluğu ön planda tutularak dikkatle yönetilmelidir.  
Read more...

Bel Fıtığı Nasıl Oluşur?

  Bel fıtığı, omurlar arasındaki yastık görevi gören disklerin kılıflarının yırtılması sonucu, diskin içindeki sulu kıkırdak kısmının dışarıya çıkarak omuriliği veya sinir köklerini sıkıştırmasıyla meydana gelir. Ancak her bel fıtığı, omuriliği ya da sinir köklerini sıkıştırmaz. Birçok bel fıtığı, belirgin ağrıya yol açmadan sessiz bir şekilde varlık gösterir ve bazıları sadece küçük bel ağrıları ya da kısa süreli bacak ağrıları şeklinde kendini gösterebilir. Bu ağrılar birkaç gün içinde geçebilir. Bir araştırmada, 30-60 yaş arası rastgele insanlardan alınan MR görüntülerinde, hayatında hiç bel ya da bacak ağrısı yaşamamış bireylerin %65’ında bel fıtığı tespit edilmiştir. Bu durum, MR’da görülen her fıtığın panik yaratmaması gerektiğini gösterir. Çünkü her bel fıtığı sorun yaratmaz; çoğu zaman sorun çıkarmadan var olabilir. Bu noktada, hastanın fiziksel muayenesi büyük bir önem taşır. Bir doktor, dikkatli ve sabırlı bir şekilde muayeneyi gerçekleştirmelidir. Örneğin, bel fıtığı ameliyatı sonrası iyileşmeyen hastalar üzerinde yapılan bir araştırma, bu kişilerin %65'inin aslında bel fıtığı teşhisi almadıklarını ortaya koymuştur. Yani yanlış teşhisler, sıkça karşılaşılan bir durumdur ve bu da fiziksel muayenenin önemini bir kez daha vurgulamaktadır. Fiziksel muayene sırasında, doktorunuz sinir sıkışması olup olmadığını kontrol eder. Eğer sinir sıkışması yoksa, ağrının kaynağının omurgadan mı yoksa başka bir durumdan mı kaynaklandığını araştırmalıdır. Omurgadan kaynaklanıyorsa, hangi omurga hastalığının söz konusu olduğu belirlenmelidir. Omurgadan kaynaklanmayan bel ve bacak ağrıları ise başka hastalıkların belirtisi olabilir: kalça, böbrek, safra kesesi, pankreas, akciğer, mide, bağırsak, romatizmal hastalıklar gibi pek çok farklı neden bel ve bacak ağrısına yol açabilir. Bacak ağrısı olmadan bel ağrılarında bel fıtığının oranı %4, bacak ağrılarında ise bu oran %70’tir. Fıtık, bir organın yer değiştirmesini ifade eder. Vücutta her organın belirli bir yeri vardır ve eğer bir organ yer değiştirir veya yer değiştirirken çevresindeki dokuları rahatsız ederse, buna fıtık denir. Örneğin, karındaki bağırsaklar karın duvarını yırtıp dışarıya çıkarsa, buna karın fıtığı denir. Bel fıtığının oluşmasında en temel faktörler, omurga etrafındaki kasların zayıflığı, genetik yatkınlık ve travmalardır. Halk arasında bel fıtığı genellikle travmaya bağlanır; ağır yük kaldırma, çocuğu kaldırma veya ters hareket yapma gibi durumlar fıtığa yol açtığı düşünülür. Ancak unutmamak gerekir ki, hamallar veya haltercilerde bel ağrısı çok nadiren görülür. Hatta Japon sumo güreşçilerinin bel rahatsızlıkları olmadığı hiç akla gelmez. Bel kaslarında  zayıflık varsa Travma ve genetik faktörler de önemli bir rol oynar. Genetik faktörleri değiştirme şansımız yoktur. Sonuç olarak, omurga etrafındaki kasları güçlü tutmak, bel fıtığından korunmanın anahtarıdır. Bu, travma ya da genetik faktörlerden bağımsız olarak bel fıtığı riskini azaltmada etkili olacaktır. Kısaca “siz omurga etrafında ki kaslarınızı güçlü kılın” bakın bakalım yukarıda ki etkiler sizi fıtık edecek mi? İşte işin ana fikri budur.-  
Read more...

BEL FITIĞI AMELİYATLARI

  Bel fıtığı ameliyatları, hastanın durumuna ve fıtığın tipine göre farklı tekniklerle gerçekleştirilebilir. Bu teknikler arasında mikrocerrahi ile diskektomiendoskopi ile diskektomilazer ve fiksasyonla diskektomi gibi yöntemler bulunur. Her bir yöntem, belirli durumlarda avantajlar sunar ve cerrahın tecrübesi ile hastanın ihtiyaçları doğrultusunda seçilir.
  1. Mikrocerrahi ile diskektomi
  • En sık kullanılan yöntemdir.
  • Mikroskop altında gerçekleştirilir ve küçük bir delikten fıtıklaşmış disk materyali çıkarılır.
  • Kanal içi disk herniasyonlarında (en yaygın bel fıtığı tipi) oldukça etkilidir.
  • Ameliyatın başarısı, cerrahın tecrübesi ve becerisine bağlıdır.
  1. Endoskopi ile diskektomi
  • Uzak lateral disk herniasyonlarında (nadir görülen bel fıtığı tiplerinde) daha avantajlı olması muhtemeldir.
  • Kanal içi disk herniasyonlarında mikrocerrahi ile diskektomi ile aynı sonuçları verir.
  • Ancak endoskopi ile diskektominin az olsa da körlük gibi ciddi komplikasyon riski taşıması, bu yöntemin dikkatli kullanılmasını gerektirir.
  • Bu yöntemde yöntemde de cerrahın tecrübesi kritik öneme sahiptir.
 
  1. Lazer (Lazer Nükleotomi)
  • Patlamamış fıtıklarda kullanılır.
  • Diskin içi lazerle boşaltılarak, yukarıya doğru kabaran disk materyalinin geri çekildiği düşünülür.
  • Patlamamış fıtıklarda iyileşme sürecini hızlandırma ihtimali olduğu için tercih edilebilinir.
  • Patlamış fıtıklarda etkili değildir ve bu durumlarda kullanılmaz.
  1. Fiksasyonlu Diskektomi
  • İnstabil olgularda (gizli kayma veya kayma başlangıcı) tercih edilir.
  • Rijit yani çok sert sistemler vardır bunlar omurların hareketini durdururlar bir de OMURGA HAREKETİNE İZİN VEREN sistemler vardır, bu sistemlerin komplikasyonu yani tekrar ameliyat gerektiren sonuçları çok azdır.
  • Eğer instabilite varsa ve fiksasyon yapılmazsa, hastada şiddetli bel ağrıları veya fıtığın tekrarlama (nüks) riski artar.
  • Füzyonlu veya füzyonsuz yapılması, cerrahın kararına ve hastanın durumuna bağlıdır.
Hangi Yöntem Daha İyi?
  • Her hasta için tek bir doğru yöntem yoktur.
  • Ameliyat tekniği, hastanın fıtığının tipine, omurga yapısına ve genel sağlık durumuna göre belirlenir.
  • Örneğin, bir hastada mikrocerrahi ile diskektomi veya endoskopik diskektomi yeterli olurken, başka bir hastada fiksasyonla birlikte diskektomi gerekebilir.
  • Cerrahın farklı tekniklere hakim olması ve hastaya en uygun yöntemi seçmesi, ameliyatın başarısını doğrudan etkiler.
Önemli Notlar:
  • Cihazlar ameliyatı kendisi yapmaz. Ameliyatın başarısı, cerrahın bilgisi, tecrübesi ve becerisine bağlıdır.
  • Her hastaya aynı ameliyatı yapmak doğru değildir. Hastanın durumuna uygun bir yaklaşım benimsenmelidir.
  • Ameliyat sonrası iyileşme süreci, hastanın yaşam tarzı, vücut sağlığına, egzersiz alışkanlıkları ve psikolojik durumuyla da yakından ilişkilidir.
  Sonuç Olarak: Bel fıtığı ameliyatları, farklı tekniklerle ve hastaya özel yaklaşımlarla gerçekleştirilir. Doğru yöntemin seçilmesi ve cerrahın tecrübesi, ameliyatın başarısını belirler. Bu nedenle, bel fıtığı tedavisinde uzman bir hekimle çalışmak ve kişiye özel bir tedavi planı oluşturmak büyük önem taşır. Kanal içi disklerde yani en çok görülen bel fıtığı tiplerinde sonuçlar aynı olduğu için bu fıtıklarda Endoskopinin bir yan etkisi (komplikasyonu) olan KÖRLÜK riskini göze almak çok doğru değildir. Fakat hemen söyleyeyim ki bu “cihazlar ameliyatı kendisi yapmıyor”, bunları kullanan “eller yapıyor”. Yani mikrocerrahiyle veya endoskopik cerrahiyle ameliyat olan her hasta aynı ameliyatı olamıyor, cerrahın bilgisi ve becerisi kadar bu cihazlar size yardımcı oluyor başarı ortaya çıkıyor. İnstabil olgularda aşırı vida kullanmadan haraketli fiksasyon yapmak en iyi sonuç yaratıyor. Hiç fiksatör kullanmayan cerrah mutlaka bazı hastalarda başarısız olur. Gerekiyor ve yapılmamışsa hastanın yaşamını olumsuz olarak çok etkiler. Bel ağrıları geçmez çok artar ve/veya bel fıtığı nüksü (tekrar bel fıtığı olma) gelişir. Okuduğunuz gibi ameliyat metotları farklıdır. Bazen bunlar kombine yapılır. Her hastaya aynı ameliyatı yapmak ve diğer metotların karşısında olmak hekimin yanılgısıdır ve bu hastaların mutsuz olmasına neden olur. Hekim her metodu bilmeli ve hastasına en uygununu kullanmalıdır.  
Read more...

Bel Fıtığı Nasıl Tedavi Edilir?

  Vücudun doğal iyileşme süreçleri, fıtıklı diskin etrafındaki ödemi ve yırtık alanını zamanla çözebilir. Bazı hastalar büyük, belirgin bir fıtığa sahip olmalarına rağmen hiçbir belirgin ağrı hissetmeyebilirler. Örneğin, MR görüntülerinde büyük bir fıtık olduğu halde, ağrı hissetmeyen kişilere rastlanmıştır. Buna karşın, küçük bir fıtık bile sinire baskı yaparak şiddetli ağrılara yol açabilir. Hatta, büyük bir fıtık üzerinde küçük bir diğer fıtık parçası, ağrının kaynağı olabilir. Bu durumda, yanlış teşhis ve tedavi hastanın iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu durumu göz önünde bulundurduğumuzda, muayene ve görüntüleme (MR) sonuçları birbirini desteklemelidir. MR'daki her fıtık görünümü, hemen panik yapmayı gerektirmez. Bunun yerine, doğru bir teşhis koymak için doktorun dikkatli bir şekilde muayene yapması şarttır. Birçok bel fıtığı, sinir sıkışması belirtisi göstermediği sürece cerrahi müdahale gerektirmez. Tedavi Yaklaşımları:
  1. Ağrı Kesici İlaçlar: Çoğu fıtık vakasında, ağrı kesici ilaçlar ile ağrılar kontrol altına alınabilir. Sinir sıkışması olmadığı sürece, bu yaklaşım genellikle yeterli olur ve vücut zamanla fıtığı "rezorbe" eder, yani diskten çıkan parça vücut tarafından emilir ve temizlenir.
  2. Cerrahi Müdahale: Ancak, sinir sıkışması mevcutsa, ve bu durum ilerleyici sinir hasarına yol açıyorsa, cerrahi müdahale gereklidir. Bu durumda da gecikilmemelidir. Fıtık parçasının sinire baskı yapmaya devam etmesi, ciddi ve geri dönüşü olmayan hasarlara yol açabilir. Bu nedenle, cerrahiden önce her zaman dikkatli bir değerlendirme yapılmalıdır. Sinir ezilmesi varsa, cerrahi müdahale yapmak kaçınılmazdır.
  3. Yöntem Seçimi: Tedavi süreci, hastanın şikayetlerine ve MR bulgularına göre kişiselleştirilir. Örneğin, bacak ağrısı şikayeti olan bir hastada enjeksiyon tedavisi kullanılabilir. Bu, minör cerrahi bir yaklaşım olup, sinir köklerinin ağrısını geçirebilir. Ancak, bel ağrısı olan hastalarda, fiziksel terapi, radyo frekans, ozon tedavisi veya lazer gibi yöntemler denenebilir.
  Ameliyatın Zamanlaması: Ameliyat, en son çare olarak düşünülmesi yanlıştır. Doğru cümle en doğru anda cerrahi yapılmalıdır. Bu yaklaşım, eskiden ameliyatın "son çare" olarak görüldüğü zamanki yaklaşımdan farklıdır. Günümüzdeki gelişmiş teknoloji ve görüntüleme yöntemleri, doktorların daha doğru zamanlamalarla müdahale etmelerini sağlar. Bel fıtığına bağlı sinir hasarı riski bulunduğunda cerrahiye gidilmelidir. Çünkü hasar oluştuktan sonra kaliteli yaşam şansı azalmaktadır. Sonuçta Doktorunuz sizi zarar görmeden iyileştirdiyse başarılı olmuştur ve sonraki hayatınızı da yasaklar olmadan size bir yaşam verdiyse mükemmeldir. Tedavi Seçeneklerinin Değerlendirilmesi: Her hasta için tedavi seçeneği farklıdır. Şikayetler, muayene sonuçları ve MR bulguları göz önünde bulundurularak en uygun tedavi yöntemine karar verilmelidir. Ayrıca, tedavi sürecinde hastanın yaşadığı ağrının türüne ve şiddetine bağlı olarak farklı yaklaşımlar tercih edilir. Özetle, bel fıtığı tedavisinde en önemli nokta, doğru teşhis ve kişiselleştirilmiş tedavi planıdır. Ancak, sinir hasarı riski bulunan durumlarda, cerrahi müdahale gerekebilir ve bu süreç, hastanın sağlığı ve mutluluğu ön planda tutularak dikkatle yönetilmelidir.  
Read more...